“Çanakkale Zaferi’nin 100. yıldönümünde başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi bir kez daha şükran ve minnetle anıyorum.
100.yıl dönümünü coşku ve iftiharla kutladığımız Çanakkale Zaferi, milletimizin birlik ve beraberlik içinde, vatan ve millet sevgisiyle yazdığı azmin ve inancın zaferidir.
Çanakkale Savaşları Türk milletinin tarih önündeki hesaplaşmalarından biridir. Çanakkale Zaferi, aziz milletimizin bağımsızlığı, onuru ve vatanı uğruna hiç bir fedakarlıktan çekinmediğini gözler önüne seren şanlı bir zaferdir.
Çanakkale’de sergilenen birlik, kardeşlik ve dayanışma, zaferi beraberinde getirmesinin yanı sıra, Milli Mücadele döneminde Çanakkale’de yazılan destan hem moral hem ışık hem de yeni kurulacak Türkiye Cumhuriyeti’nin önsözü olmuştur.
Çanakkale ruhu, aziz milletimizin hiç bir engel tanımama hususundaki azminin; birlik, beraberlik ve kardeşlikten ödün vermeme konusundaki kararlılığının göstergesidir.
“Çanakkale geçilmez” dedirten ecdadımız Aziz şehitlerimiz, bastığımız yerlerin topraktan öte ‘vatan‘ olmasını sağlamışlar, vatan ve toprak kavramını zihinlerimizde kutsal bir emanete dönüştürmüşlerdir.
Bugün bizlere düşen görev, şehitlerimizin kanlarıyla sulanan ve bizlere emanet edilen bu kutsal toprakları, aynı şuurla sahip çıkarak korumak ve bizden sonraki nesillere daha güvenli bir şekilde devretmektir.
Şehitlerimizin emanetini yüceltmek, hatıralarına yakışır bir gelecek inşa etmek, bizim en önemli vazifelerimizden biridir
Zaferin 100. yılında, Çanakkale’de yatan yüzbinlerce şehidimizi rahmet ve hayırla anarken, vatanımıza, bayrağımıza, birlik ve beraberliğimize kararlı bir şekilde sahip çıkmaya devam etmeliyiz.
Bu duygu düşüncelerle, Çanakkale Zaferi’nin 100. yıldönümünde başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi bir kez daha şükran ve minnetle anıyorum.”
Alaaddin Yetişen