Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) 7. Zirvesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kazakistan Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov ile Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev'in katılımıyla başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nde yaptığı konuşmada, “Kısa zamanda Münbiç’ten Irak sınırımıza kadar olan bölgeyi güvenli hâle getirip, ilk etapta 1 milyon, daha sonra 2 milyon Suriyeli sığınmacının evlerine dönmelerini temin edeceğiz. Suriye’nin kuzeyi barış pınarlarıyla yeniden yeşerene, hedeflerimize ulaşana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Liderler zirve öncesi de aile fotoğrafı çekimi sırasında bir araya geldi. Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile Türkmenistan Başbakan Yardımcısı Purli Agamuradov da zirveye gözlemci olarak katıldı.
Zirvede Türk dünyasının liderlerine hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Odlar Yurdu, Can Azerbaycan’ın başkenti Bakü”de, Türk Konseyi’nin 7. Zirvesi vesilesiyle bulunmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu ifade etti.
“ÖZBEKİSTAN’IN TAM ÜYE OLARAK KONSEYE KATILMASI TARİHÎ BİR NİTELİK TAŞIYOR”
Zirve Toplantısı’na ev sahipliği yapan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e misafirperverliği için şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özbekistan’ın tam üye olarak konseye katılmasının tarihî bir nitelik taşıdığını da belirterek, Özbekistan’a “aramıza hoş geldiniz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teklifi üzerine, bugünkü Zirve’de Kazakistan’ın Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’e “Türk Konseyinin Onursal Başkanı” unvanının takdim edileceğini açıklayarak, Nazarbayev’e de takdir ve tebriklerini sundu.
Türk Konseyi’nin diğer çok taraflı platformlar ile iş birliği ve eşgüdüm içinde faaliyet göstermesine önem verdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Konseyin, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve İslam İşbirliği Teşkilatı nezdinde gözlemci statüsü kazanmasını arzu ediyoruz. Bu minvalde, Türk Dünyası nezdinde ortak bir fon kurulması önerisi önemlidir” diye konuştu.
Uluslararası ticaretin Dolara endeksli konumunun, belirsizlik ortamında riskleri de beraberinde getirdiğine ve konsey üyesi ülkelerin ekonomileri üzerindeki döviz baskısını azaltacak mekanizmaları devreye almak gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerel paralarla ticaret yapmaya verdikleri önemin altını çizdi.
“KOTALAR MAALESEF TİCARETİMİZİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGELLERDEN BİRİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu-Batı ekseninde Orta Koridor üzerinden Hazar geçişli ve Türkiye bağlantılı ulaştırma güzergâhlarının, yüksek bir potansiyel barındırdığına dikkati çekerek, “Bu güzergâhtan tam manasıyla istifade etmek için başta gümrükler arasındaki iş birliğinin geliştirilmesine bağlıdır. Kotalar maalesef ticaretimizin önündeki en büyük engellerden biridir. Türk Konseyi olarak aramızdaki kotaları kaldırmamız gerekiyor” ifadesinde bulundu.
Diasporaların ortak hareket etmesine yönelik projelere ağırlık verilmesi gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâlihazırda Türk Konseyi üyesi ülkelerden yaklaşık bin 300 öğrenciye Türkiye burslarıyla üniversite imkânı sunduklarını, Türk üniversitelerinden de mezun olan 10 binlerce öğrenci bulunduğunu anlattı.
Başta kültür ve eğitim olmak üzere bilim, tarih, gençlik, spor, arşiv, kütüphanecilik gibi alanlardaki çalışmaları artırmak gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu minvalde Bakü merkezli TÜRKPA’yı, yine Bakü’de kain Türk Kültür ve Miras Vakfını, Astana’daki Türk Akademisini ve Ankara’da faaliyet gösteren TÜRKSOY’u hep birlikte desteklemeliyiz. Bu teşkilatlarımız arasında irtibatı pekiştirecek eşgüdüm komitesinin kurulmasına dair kararı da zirvemizde almayı öngörüyoruz” dedi.
“TERÖR ÖRGÜTÜNÜ TASFİYE ETMEYE YÖNELİK 9 EKİM TARİHİNDE ÇOK ÖNEMLİ BİR ADIM ATTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgenin barış, huzur ve istikrarına en büyük tehdit kaynağının terör örgütleri olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti: “PKK YPG, DEAŞ, FETÖ gibi şer şebekelerinin varlığı güvenlik alanındaki iş birliğimizin emniyeti artmıştır. Suriye de son 8 yılda yaşadıklarımız ise bir terör örgütü eliyle diğerinin tasfiye edilemeyeceğini göstermiştir. Ülke olarak PKK, YPG terör örgütünü tasfiye etmeye yönelik 9 Ekim tarihinde çok önemli bir adım attık. Barış Pınarı Harekatı’mızın iki önemli amacı vardır. Bunlardan ilki; Suriye’nin kuzeyindeki PKK, YPG kaynaklı terör tehdidinin tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Harekâtın ikinci gayesi ise; 8 yıldır misafir ettiğimiz 3 milyon 650 bin Suriyeli Arap’ın kendi ülkelerine, kendi vatanlarına huzuru kalple dönebilmelerini sağlamaktır. Ve bunun dışında da 350 bin civarında yine Suriyeli Kürt’ü ülkemizde misafir etmekteyiz.”
Barış Pınarı Harekâtı’nın, Birleşmiş Milletler 74. Genel Kurulunda tüm dünya ile paylaştığı güvenli bölge haritasına uygun şekilde başarıyla devam ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sabah itibariyle yaklaşık bin kilometrekarelik alanı bölücü terör örgütünün işgalinden kurtardık. İnşallah kısa zamanda Münbiç’ten Irak sınırımıza kadar olan bölgeyi güvenli hâle getirip ilk etapta 1 milyon, daha sonra 2 milyon Suriyeli sığınmacının evlerine kendi tercihleriyle dönmelerini temin edeceğiz” açıklamasında bulundu.
“BEKA MÜCADELESİNDE SİZ KARDEŞLERİMDEN ÇOK GÜÇLÜ DAYANIŞMA BEKLİYORUZ”
Afrin, Cerablus, Azez’de olduğu gibi burada da uluslararası destekle altyapı, okul, hastane ve konut projeleriyle istikrarı sağlayacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’nin kuzeyi barış pınarlarıyla yeniden yeşerene, hedeflerimize ulaşana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
Dede Korkut’un “İyi dost, iyi günde çağırıldığında, kötü günde ise çağrılmadan gelendir” sözünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin teröre karşı verdiği beka mücadelesinde siz kardeşlerimden çok güçlü dayanışma bekliyoruz. Operasyonun başladığı andan itibaren Türkiye’ye destek veren tüm liderlere buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. 300 milyonluk Türk dünyasındaki her bir kardeşimin kalbinin bizimle çarptığını, ülkemiz ve kahraman ordumuz için dua ettiğini çok iyi biliyorum” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konsey üyesi ülkelerden FETÖ örgütüyle mücadelede Türkiye’ye verdikleri desteği de sürdürmelerini isteyerek, Türkiye Maarif Vakfı aracılığıyla da Türkiye’nin elinden gelen her türlü katkıyı sunmaya hazır olduğunu söyledi.
“MİLLÎ DAVALARIMIZDA BİRBİRİMİZİN YANINDA DURMAK KARDEŞLİĞİMİZİN GEREĞİDİR”
“Millî davalarımızda birbirimizin yanında durmak bizim kardeşliğimizin bir gereğidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Azerbaycan’ın öz toprağı Yukarı Karabağ ve çevresinin Ermenistan’ın işgali altında olması, 1 milyon kardeşimizi evlerinden, yurtlarından uzakta kaçkın olarak yaşamak zorunda bırakmıştır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu konuşmamda da ifade ettiğim üzere, bu kabul edilemez bir durumdur. Yukarı Karabağ sorununun en kısa sürede barışçıl yollarla ve Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü esasında çözülmesi için elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğiz. Türk dünyasının asli parçası olan Kıbrıs Türkleri çözümsüzlüğün mağruru olmayı sürdürüyor. Beklentimiz, Kıbrıslı Türklerin maruz bırakıldıkları haksız izolasyon ve ambargonun kırılmasına yardımcı olmanızdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Keneşi’nin bugünlere gelmesinde emeği geçen herkese şükranlarını sunarak, gelecek sene Türkiye’de düzenlenecek 8. Zirve’de Türkmenistan’ı da tam üye göreceklerine olan inancını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini “Türk dünyasındaki tüm kardeşlerime buradan selam ve muhabbetlerimi gönderiyor, Türkmenistan’ın iştirakiyle de, evet, 6 devlet tek millet olmayı arzu ediyoruz” ifadesiyle tamamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakü’deki temasları kapsamında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev tarafından zirve dolayısıyla verilen resepsiyona iştirak etti.