Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığında düzenlenen Yeni Üye Çalışmaları Ödül Töreni'ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Yeni Üye Çalışmaları Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Bu ülkede herkesin gönlünü kazanmadan ve orada kalıcı hâle gelmeden kendimizi görevimizi bihakkın yerine getirmiş sayamayız” dedi.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’ye yeni katılan üyelere hoş geldiniz diyerek, yeni üyelerin Partiye kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik etti. “Üye sayımız artıyor, ailemiz büyüyor” sloganıyla yürütülen çalışmaların kararlılıkla devam edeceğine olan inancını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlik kollarında aktif siyasete başladığı dönemde yeni üye çalışmasının ne kadar zor olduğuna şahitlik ettiğini anlattı.
“MİLLETİMİZİN ÜLKEYİ YÖNETME SORUMLULUĞUNU TEVDİ ETTİĞİ KADROLARIN SAĞLAM DURMASI GEREKİYOR”
AK Parti’nin 10,5 milyona yakın üye sayısıyla Türkiye’nin en fazla üyeye sahip partisi olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu, dünyada da böyledir, örneği yok. Kime bunu söylersek hepsi şaşırıyor. Aynı şekilde 1 milyonu aşan genç ve 4 milyon 700 bini aşan kadın üye sayısıyla bu alanlarda da rakipsiz durumdayız. Üye sayımız, toplam seçmenin yüzde 19 gibi önemli bir oranına ulaşıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu oranları yeterli bulmadığını belirterek, “Amacımız 83 milyon insanımızın her bir ferdini bu büyük ailenin bir parçası hâline getirmektir. Bu ülkede herkesin gönlünü kazanmadan ve orada kalıcı hâle gelmeden kendimizi görevimizi bihakkın yerine getirmiş sayamayız” diye konuştu.
Türkiye’de kuruluşu tepeden tabana doğru değil tabandan tepeye doğru gerçekleştirilmiş ilk ve tek partinin AK Parti olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, teşkilatın, üye çalışmalarını en küçük bir aksamaya, gevşemeye, göz boyamaya meydan vermeden samimi ve sıkı bir şekilde sürdürmek mecburiyetinde olduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Şubat itibariyle başlayacak ilçe kongreleriyle büyük kongre sürecini başlatacaklarını ülkesine, milletine, şehrine hizmet etmek isteyen herkesi AK Parti teşkilatlarında görev üstlenmeye davet etti.
Türkiye’nin en az Cumhuriyetin kuruluş dönemindeki kadar kritik, sonuçları en az o dönemdeki kadar büyük olacak bir mücadelenin içinde olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyasi, ekonomik, askerî olarak öylesine büyük bir kuşatma ve saldırı altındayız ki tam manasıyla Çanakkale’deki gibi yedi düvele karşı duruyoruz desek yeridir. Mücadelenin büyüklüğü öncelikle bizlerin, yani milletimizin ülkeyi yönetme sorumluluğunu tevdi ettiği kadroların sağlam durmasını, safları sıkı tutmasını gerektiriyor” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle bir şeyin üzerinde durmam lazım; şimdi bazıları istifa ediyor diyorlar. Edebilir, ama bakın bir ayda 45 bin geldi. Bizim için bu noktada söylenmez, ama mecburen söyleyeceğim; ölenler öldü, kalan sağlar bizimdir, olay bu. Yani hani bir ölür bin diriliriz var ya, bu da budur. Onun için hiç üzülmeye falan gerek yok. Yeter ki teşkilatımız diri olsun, çalışsın ve bu üye kayıtlarında yoğun bir şekilde çalışmaya devam edelim. Gitmişler; hayır olmuş, niye? Demek ki onlar kendileri için burada beklediklerini bulamadılar” değerlendirmesinde bulundu.
“REJİM GÜÇLERİ SOÇİ MUHTIRASI’NIN SINIRLARINA ÇEKİLENE KADAR İDLİB’DEKİ SORUN ÇÖZÜLMEYECEKTİR”
Suriye’deki gelişmelere de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Suriye topraklarını işgal ve ilhak gibi bir niyetinin asla söz konusu olmadığını yineledi. “Suriye topraklarının neredeyse üçte birlik bölümü PKK terör örgütünün ve onu destekleyen ne yazık ki Amerika’nın işgali altındadır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Aynı şekilde Suriye topraklarında Rusya’sından İran’ına, kimi Avrupa ve Körfez ülkelerine kadar pek çok devlet faaliyet yürütüyor. Daha önemlisi, Suriye’de halkın en azından büyük bölümünün desteğine sahip muhatap alınacak meşru bir yönetim de bulunmuyor. Şu anda Suriye’de halk Türkiye, Türkiye, Türkiye diyor. Ve Suriye’de halk ellerinde Türkiye bayrağıyla sokaklarda dolaşıyor. Suriye’de rejim diye karşımıza çıkartılan yapı; halkıyla kavgalı, birtakım devletlerin desteğiyle suni olarak hayata tutulan siyasi bir mevtadır. Türkiye’nin Suriye’deki varlığına itiraz edenlerin önce şu sorulara cevap vermesi lazımdır: PKK terör örgütü ve onu destekleyen Amerika dururken niçin 4 milyona yakın Suriyeliye kendi topraklarında bundan çok daha fazlasına da Suriye içinde insani destek veren Türkiye hedef alınıyor? Ülkemizin güneyindeki şehirleri terör örgütünün saldırısı altındayken sesleri çıkmayanlar, Türkiye tüm sınır hattı boyunca güvenli bölge oluşturmaya kalkınca niçin birdenbire Suriye sevdalısı kesildiler?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib’den sadece şu anda 4 milyona yakın insanın Türkiye’ye gelme arzusunda olduğunu belirterek İdlib’de bir güvenli bölge oluşturduklarını, briket barınaklar için yoğun çalışmalar yapıldığını söyledi.
Suriye rejiminin kendi halkını kadın, çocuk demeden uçaklarla, helikopterlerle, tanklarla, toplarla bombalayarak, gözü dönmüş katil sürüleriyle katlederek ilerlediğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin bu insanların hayatlarını kurtarma çabasına niçin bu derece karşı çıkılıyor? Türkiye’nin Suriye’de davetsiz misafir olduğunu öne sürenler, acaba kendilerinin dünyanın dört bir yanında davetsiz şekilde yürüttükleri faaliyetleri aynı şekilde tarif edebilecekler mi?” sorularını yöneltti.
Türkiye’nin Adana Mutabakat’ıyla Suriye’ye âdeta davetli olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha Suriye’deki zulmü durdurma, sınırlarımızın ve kardeşlerimizin güvenliğini sağlama kararlılığımızı tekrarlıyorum. Rejim güçleri Soçi Muhtırası’nın sınırlarına çekilene kadar İdlib’deki sorun çözülmeyecektir. İdlib’deki sorun çözülmedikçe de ne buradan sınırlarımıza yönelen yeni kitlelerin ne de ülkemizdeki Suriyelilerin evlerine dönüşü mümkün olmayacaktır. Dikkat ediniz, rejimin saldırıya geçtiği her yerde insanlar diğer bölgelere değil Türkiye’ye yöneliyor, çünkü güven bölgesi burası” diye konuştu.
“SURİYE’Yİ TERÖR ÖRGÜTLERİNDEN VE REJİMİN ZULMÜNDEN TEMİZLEMEDEN BİZE HUZURLA UYUMAK HARAMDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rusya’nın kendi halkına düşman bir rejime toprak kazandırma çabası suni solunumla onun ömrünü uzatma gayretinden başka bir şey değildir. Bir süre sonra suni solunum da işe yaramayacak, rejim tümüyle bir celsede inşallah cesede dönüşecektir” dedi.
“Suriye’yi kendi siyasi ve askerî hesaplarının bilek güreşi alanına çevirmeye çalışanların umurunda olmayabilir, ama bu topraklarda yiten her can bizim yüreğimizi yakıyor” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü bu insanlar bizim hem tarihî hem coğrafi hem dinî olarak kardeşimizdir. Kardeşlerimizi zalimlerin insafına ve zulmüne terk etmeyecek, sınırlarımızda terör örgütlerinin ve meşruiyetini yitirmiş rejimin tehdidi ile inşallah onların yaşamına terk etmeyeceğiz. Biz bu yolda gerekirse ölmeyi göze aldık. Varsa aynı fedakârlığı göze alan hodri meydan diyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
İdlib’deki çözümün, rejimin saldırganlığının bir an önce durdurulması ve daha önce varılan anlaşmalardaki sınırlara çekilmesinden geçtiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aksi takdirde Şubat ayı bitmeden biz bu işi yapacağız. Bunu dostlarımızın desteğiyle gerçekleştirebilirsek memnuniyet duyarız, yok bu işi zor yoldan yapmamız gerekiyorsa biz ona da varız. İşte bu kadar açık ve net ifade ediyorum; Suriye’yi terör örgütlerinden ve rejimin zulmünden temizlemeden bize huzurla uyumak haramdır” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte milletin desteğinin önemli olduğuna dikkati çekerek milletten aldıkları destek ne derece çoğalırsa, mücadeleyi zafere ulaştırma imkânının da o derece artacağını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Sözlerimi Sevgililer Sevgilisinin Uhud’da yaptığı duadan ilhamla ifade ettiğim bir niyazı tekrarlayarak bitirmek istiyorum: ‘Allah’ım, hamd sana mahsustur. Allah’ım senin ihsanına kimse karşı çıkamaz. Senin tuttuğunu da kimse alamaz. Biz sadece sana tabiyiz. Allah’ım, lütfundan, rahmetinden, bereketinden ve rızkından bizlere bolca ihsan eyle. Ülkemizi ve milletimizi muhannete muhtaç etme. İstiklalimize ve istikbalimize göz dikenlere fırsat verme. Ey kalpleri çekip çeviren Rabbim; benim ve arkadaşlarımın kalbini yolun üzere sabit kıl. Bizleri sırati müstakimden ayırma. Fitneleri karşı kalplerimizi koru. Allah’ım, öne geçiren de, geride bırakan da sensin. Şahsımı ve dava arkadaşlarımı milletimize hizmet yolculuğundan geri bırakma. Tüm mazlumların umudu olan bu cennet vatanı ilelebet payidar eyle. Minarelerimizden ezanları susturma, camilerimizden Kur’an-ı Kerim nidalarını eksik etme. Semalarımızı bayrağımızdan mahrum bırakma. Allah’ım, verdiğini kimse engelleyemez, engellediğini de kimse veremez. Uzaklaştırdığını kimse yaklaştıramaz. Vatanımızın bekası, milletimizin huzuru için mücadele eden kahramanları sen koru. Sen alemlerin Rabbisin, senin her şeye gücün yeter. Amin.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşması sırasında yeni üyelere ait klasörlerden isimler seçerek bazı yeni üyeleri telefonla arayarak hayırlı olsun dileklerini iletti.