“ŞEHİR HASTANELERİMİZ KÜRESEL DÜZEYDE BİR MODEL HÂLİNE GELMİŞTİR”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeşilköy Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi'nin açılış törenine katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeşilköy Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Sayıları 11’i bulan şehir hastanelerimiz hem inşa ve işletme yöntemi hem de hizmet kalitesiyle küresel düzeyde bir model hâline gelmiştir. Aynı şekilde salgın döneminde iki ayı bulmadan inşasını tamamlayıp hizmete sunduğumuz acil durum hastanelerinin örnek alınacak bir model olduğuna inanıyorum” dedi.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hastanenin İstanbul'a, Türkiye'ye ve millete hayırlı olmasını dileyerek, Sağlık Bakanlığı ile Rönesans firmasını bu güzel hizmeti Türkiye’ye kazandırdıkları için tebrik etti.
“TÜRKİYE, GÜÇLÜ SAĞLIK ALTYAPISIYLA SALGIN SÜRECİNDE DİKKATLERİ ÜZERİNDE TOPLAMIŞ BİR ÜLKE”
Prof. Dr. Murat Dilmener başta olmak üzere Koronavirüs salgınında hayatını kaybeden sağlıkçıları saygıyla yâd ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Murat Dilmener Hocamız, iyi bir doktor, kendi alanında iyi bir uzman olmanın yanında insanlara hizmet etmeyi hayat gayesi hâline getirmiş gerçek bir gönül adamıydı. Hocamız kendisine gelen her hastayı inancına, kökenine, meşrebine, statüsüne bakmaksızın bir eşrefi mahlûkat, yani yaratılmışların en şereflisi olarak görüp tüm imkânları ve samimiyetiyle kucaklamış birisiydi. Son nefesine kadar bu hizmetlerini sürdüren hocamızın ismi, elbette gönüllerde hep yaşayacaktır” dedi.
Türkiye’nin sahip olduğu güçlü sağlık altyapısı ve genel sağlık sigortası sistemiyle salgın sürecinde dikkatleri üzerinde toplamış bir ülke olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, uygulanan genel sağlık sigortası sistemine gıptayla bakıldığını, son 18 yılda da mevcutların çok büyük bir bölümü baştan aşağı yenilenen, cihazlarla teçhiz edilen bir sağlık altyapısına sahip olunduğunu anlattı.
“TAMAMLAYIP HİZMETE SUNDUĞUMUZ ACİL DURUM HASTANELERİ ÖRNEK ALINACAK BİR MODEL”
“Doktorundan hemşiresine ve destek personeline kadar 1 milyon 100 bini bulan sağlık ordumuzla milletimizin hizmetindeyiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sayıları 11’i bulan şehir hastanelerimiz hem inşa ve işletme yöntemi, hem de hizmet kalitesiyle küresel düzeyde bir model hâline gelmiştir. Aynı şekilde salgın döneminde iki ayı bulmadan inşasını tamamlayıp hizmete sunduğumuz acil durum hastanelerinin örnek alınacak bir model olduğuna inanıyorum. Dünyada pek çok ülkenin geçici sahra ve prefabrik hastaneler kurarak çözmeye çalıştığı sorunu, biz çok daha kısa sürede kalıcı hastane inşa ederek aşmayı başardık. Tabii bu hastanelerimizin başka özelliği de var, o da nedir? Feriha Öz Hastanesi askerî havaalanının hemen bir ucunda yapılmış, dolayısıyla herhangi bir hasta buraya uçakla gelip hemen şöyle adeta yaya mesafede hastaneye ulaşacağı bir yer. Burası, bizim Yeşilköy Havalimanı’mız. Burada da yine aynı şekilde yurt dışından bir hasta geliyorsa uçakla gelip hemen bir yaya mesafede hastaneye gelecek, tedavisini olacak ve tedaviden sonra da yine uçakla buradan nereye gidecekse, uluslararasıysa uluslararası, ulusal ise ulusal olarak hemen ulaşabileceği menziline ulaşacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni açılan hastanelerle oluşturulan kapasiteye ihtiyaç kalmadan salgının yayılma hızının kırıldığını, ihtiyaç olması hâlinde de bu hastanelerin 10 binlerce, 100 binlerce canın kurtarılmasına hizmet edeceğini dile getirerek, “Gerektiğinde tamamı yoğun bakım için de kullanılabilecek 1008 yatağıyla bu sağlık kurumları ülkemizin yüz akı olacaklardır. 1008 burası, 1008 Sancaktepe’deki Feriha Öz. Bu hastaneler yurt dışından ülkemize teşhis ve tedavi için gelecek kişilere hizmet verecek” diye konuştu.
Türkiye’nin sağlık alanında çekim merkezi hâline geldiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık turizminde çok ciddi bir sıçrama yaptıklarını vurguladı.
“TÜRKİYE’NİN İHTİYACI KAVGA DEĞİL ESER SİYASETİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’u gurur verici sağlık yatırımlarıyla donattıklarını kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Geçmişte ülkemizin hazine değerindeki yıllarının nasıl boş tartışmalarla, kavgalarla, darbelerle, ataletle geçirildiğini bu süreçte ortaya çıkan neticeyle daha iyi gördük. Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’in, rahmetli Menderes’in, merhum Özal’ın ülkemize yaptığı hizmetlerin kıymeti bu süreçte çok daha iyi ortaya çıktı. Buna karşılık tek parti faşizminin sadece milletimizin değerlerine değil kalkınmasına, büyümesine vurduğu darbelerin ağır maliyetini de müşahede ettik. Koalisyonlu yılların Türkiye’yi nasıl dibe ittiğinin en çarpıcı ispatı, son 18 yılda elde ettiğimiz kazanımlardır. Türkiye’nin ihtiyacı kavga değil eser siyasetidir. Milletimizin beklentisi polemik değil inşa siyasetidir. Bizden sonraki nesillere bırakacağımız en büyük miras; işte bu doğrultuda gerçekleştireceğimiz zihniyet devrimidir. Tek numaraları ülkemizin ortak değerlerinin istismarı olanların devri artık kapanıyor. Laf yerine eserlerin yarıştırıldığı yepyeni bir Türkiye için milletimizle gönül içine veya gönül gönle el ele çalışmayı, mücadele etmeyi sürdüreceğiz. 15 Temmuz gecesi yaşadıklarımız göstermiştir ki bu ülkede artık hiç kimse millî iradeyi zorla alaşağı edemez, milletin vermediği hiçbir gücü kullanamaz. Demokraside ve ekonomide milletimize beklediği hizmetleri sunamayanların vesayet oyunlarıyla iktidar devşirdiği dönemler geride kalmıştır. Her kim Türkiye’de demokrasiyi, özgürlükleri, adaleti, güvenliği, dış politikayı, kültürü, sanatı daha ileri seviyeye götüreceğine milleti ikna ederse ülke ona teslim edilir.”
“DEMOKRASİDEN VE KALKINMADAN BAŞKA ALTERNATİF YOKTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her kim ülkeyi daha ileriye taşıyacağının güvenini verirse, milletin ona yöneldiğini, o kişiye destek verdiğini dile getirerek, “Her kim daha çok yatırım, daha çok üretim, daha çok istihdam, daha çok iş, daha çok aş, daha yüksek hayat standardı sağlayacağı konusunda halkın desteğini alırsa ülkeyi o yönetir. Bunun dışındaki yöntemlerin, zorlamaların, iç ve dış ayak oyunlarının tamamı da millî irade duvarına çarpıp dağılmaya mahkûmdur. Türkiye’nin önünde özellikle demokrasiden ve kalkınmadan başka bir alternatif yoktur” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın döneminde yavaşlayan ekonomik faaliyetlerin tüm ülkelerle birlikte Türkiye’de de olumsuz etkileri olduğuna değinerek, şöyle devam etti: “Ancak Türkiye bu tür zorlu dönemlere aşina, hatta bir anlamda şerbetli bir ülkedir. Mesela ilk çeyrekte Amerika yüzde 4,8, Çin yüzde 6,8, Fransa 5,8 daraldı. Türkiye ise ilk çeyrekte sağladığı yüzde 4,5 oranındaki büyümeyle bu tablodan ayrıştı. Dünya ekonomisinin önde gelen tüm ülkeleri salgın döneminde yaşadık kayıpları nasıl telafi edebileceklerini henüz bilmiyorlar. Ülkemiz için ikinci çeyrek bir parça sıkıntılı gözükse de sonrası aydınlıktır. Gelişmeler ve işaretler salgın sonrası yeniden yapılanacak küresel ekonomide ülkemizin çok avantajlı bir konuma oturacağını gösteriyor. Üretimi tek merkezde toplamanın riskini gören tüm ülkeler ve kurumlar yeni arayışlara girerken, alternatiflerin ilk başında Türkiye geliyor.”
“HER ALANDA ÖNCE HIZLI TOPARLANMA VE ARDINDAN ÇOK DAHA HIZLI ATILIM İÇİNE GİRECEĞİZ”
Salgının kontrol altına alınmasına paralel şekilde başlatılan normalleşme adımlarının yeniden yapılanma sürecinin gerisinde kalınmamasını temin edeceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eskisinden daha çok çalışarak, daha çok üreterek, daha çok dünyaya açılarak bu fırsatı değerlendirme kararındayız. Bu konuda 83 milyon vatandaşımızın her birine büyük sorumluluk düşüyor. Üç kavram çok önemli, maske, mesafe, temizlik, bu hassasiyetlere tavizsiz bir şekilde riayet ederek salgının yeniden hortlamasının önüne kesinlikle geçmemiz şart” ifadelerini kullandı. Sanayiden tarıma, ticaretten turizme kadar her alanda önce hızlı bir toparlanma ve ardından çok daha hızlı bir atılım içine girileceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nitekim yarından itibaren bu adımı atıyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye hedefine ulaşmak için seferberlik ruhuyla hep birlikte bu sürece destek vermeliyiz, milletimize güveniyoruz, ülkemize güveniyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda açılışı yapılan Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin İstanbul’a, Türkiye’ye ve tüm insanlığa hayırlı olması temennilerini yineleyerek, hastanenin yapımında emeği geçenleri tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva, hastaneye ismi verilen Prof. Dr. Murat Dilmener'in kızı Fulya Gençoğlu ile birlikte, açılış kurdelesini kesti ve hastanede incelemelerde bulundu.