Haberiumturk haber sitesi/06.03.2012
“AK Parti iktidarıyla birlikte halkın gücü anlaşılmaya başlandı. Artık asker halktan korktuğu gibi, gücünü halkın oylarından alan siyasal iktidardan da korkuyor ki doğrusu da budur. İşte o sebepledir ki ‘asker asla darbe yapamaz' diyorum” diyen Memduh Bayraktaroğlu, bundan sonra darbe yaşanıp yaşanmayacağı ile alakalı sorumuza da şu cevabı verdi:
“Artık asker darbe yapamaz ama 28 Şubat'ta askerleri Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın romanındaki gulyabani gibi kullanan medya sermayesi ve banka/finans egemenleri ekonomik çıkarlarını koruyabilmek için her şeyi yapar. Medya/Finans/Banka egemenlerinden değil de halktan yana Merkez Bankası başkanlığı yapan Durmuş Yılmaz'a nasıl da hakaretler ettiklerini hatırlayın o medyanın... Demek istediğim artık askerî darbe tehlikesi yok ama bundan sonra demokrasimiz için en büyük tehlike 28 Şubat sürecinde medya/finans ortaklığının tetikçiliğini yapan ve halen çok etkin konumlarda bulunan gazetecilerdir. Türkiye medyası güçleri ve etkinlikleri halen süren bu gazetecileri, köşe yazarlarını, medya yöneticilerini ve medya patronlarını tasfiye etmelidir. Edemezse demokrasimiz kan kaybetmeye devam edecektir.”28 ŞUBAT SORUŞTURMASINDA DEMİRELVE MEDYA ÖNEMLİ
Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği tarafından yürütülen 28 Şubat soruşturmasının önemine işaret eden gazeteci-yazar Bayraktaroğlu, “28 Şubat sürecinde fiili olarak eylem koyan, hükümeti düşürmeye yönelik düzmece haber yapan, o haberleri doğruymuş gibi alıp köşesine taşıyarak yorum yapan bütün köşe yazarları ve sivil toplum örgütü önderleri ve sözcüleri yargılanmalıdır. Demek istemem o ki bundan sonra ne darbeci askerler ne de darbeci medya affedilmelidir. Aksine darbe yapan veya girişiminde bulunanlar; kendilerine destek verenlerle birlikte üstünden kaç yıl geçerse geçsin mutlaka yargılanmalıdırlar. Suçları sabit görülenler de mutlaka cezaevine konulmalı ve cezalarını çekmelidirler” diye konuştu. Bayraktaroğlu, 28 Şubat sürecinde takındığı tavırla halkın tepkisini çeken Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel için de şunları söyledi:
DEMİREL DARBEYİ MEŞRU KILDI
“12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980'de demokrasiyi koruduğunu söyleyen Demirel, 28 Şubat sürecinin mimarı değilse de hem medyaya ve hem de askerlere en güçlü desteğin ondan geldiği bilinen bir şey. Demirel'in yerinde mesela Abdullah Gül olsaydı ne medya ne banka/finans ne de askerler o kadar cesaretli olabilirlerdi. Demek istediğim şu: 12 Mart ve 12 Eylül'de dönemin TRT genel müdürleri nasıl ki darbeleri meşru kıldıysalar; Süleyman Demirel 28 Şubat darbesini meşru kılabilmek için elinden gelen gelmeyen her şeyi yapan kişidir. Tabii kendisinin ve darbecilerin baktıkları pencerelerden başarılı da olmuştur.”