banner47
banner128

Muhalefetin değişmesi artık ihtiyaç

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, mevcut yapısı, anlayışı ve zihniyetiyle muhalefetin bu ülke için yararlı olma, Türkiye'nin geleceğine katkı sunma imkanı olmadığını belirtti.

banner116

Muhalefetin değişmesi artık ihtiyaç

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, mevcut yapısı, anlayışı ve zihniyetiyle muhalefetin bu ülke için yararlı olma, Türkiye'nin geleceğine katkı sunma imkanı olmadığını belirtti.

21 Nisan 2014 Pazartesi 01:16
Muhalefetin değişmesi artık ihtiyaç
 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, mevcut yapısı, anlayışı ve zihniyetiyle muhalefetin bu ülke için yararlı olma, Türkiye'nin geleceğine katkı sunma imkanı olmadığını belirterek, "Muhalefetin artık değişmesi, bizzat kendileri için, kendi seçmenleri için en önemlisi de Türkiye için artık kaçınılmaz bir ihtiyaçtır" dedi.

Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanların Toplantısı'nda, köşelerinde, manşetlerinde hala iktidarı sorguya çekmeye çalışanlar, mütekebbir bir edayla, parmaklarını sallayarak, akıllarınca kendilerine ders vermeye, hizaya sokmaya hatta tehdit etmeye çalışanlar bulunduğunu söyledi.

Muhalefetin ruh halinin anlaşılması, çarpık zihniyetinin ortaya çıkması için bir olayı anlatmak istediğini dile getiren Erdoğan, CHP'nin İstanbul adayının yanında bulunan bir gencin, kendi deyimiyle kılık değiştirip, AK Parti'nin İstanbul Yenikapı'daki mitingine gelerek gözlemde bulunduğunu anlattı.

Kendisini çok çok üste, asilzade gibi gören ve turistik gezi gibi mitinge gelen bu gencin daha sonra gözlemlerini paylaştığını kaydeden Erdoğan, şunları anlattı:

"Oradaki bizim miting kitlemiz için 'Onlar CV'si olmayan işlerin insanları, uzaktan gelenler, İstanbul'da denizi yılda bir görenler, onlar çocuğumuzun bakıcısı, sitemizin güvenlikçisi, kapıcısı, gazete okumayanlar, internete bakmayanlar, talimatla bayrak kaldıranlar, beslenmedikleri için boyu kısa olanlar, çocuğu hükümetin verdiği makarna sayesinde doyanlar' diyor. Bir densizin çıkıp bu hakaretleri yapmasını normalde ciddiye dahi almaz, gülüp geçersiniz. Benim bir hocam vardı, 'evladım, önemli olan boy değil, soy' derdi. Şu yapılan benzetmeye bak, böyle bir benzetme, tespit olabilir mi? Bu aşağılayıcı, bu ırkçı ve faşist zihniyet sadece bu satırları yazan kişide değil maalesef o köşeleri tutan, o bazı koltuklarda oturan hatta bazı siyasi partilerde makamları işgal eden pek çok kişide bulunuyor."

"Kendini imtiyazlı gören zümre..."

30 Mart seçimlerinin ardından pek çok köşe yazarının da bu yönde yazılar yazdığını söyleyen Erdoğan, bunların kendilerini doğuştan imtiyazlı, asilzade, her şeyin üzerinde gördüklerini kaydetti. Erdoğan, şöyle devam etti:

"İşte onun için milletin sandıkta verdiği mesajın bunların nezdinde hiçbir anlamı, değeri yok. Eğer kendileri ya da kendi fikirleri iktidarda değilse hiçbir iktidarın bunların nezdinde itibar görebilme imkanı yok. 30 Mart seçimlerinde Pensilvanya örgütünün tabanını kendilerine çekmeye çalıştılar. Kendini imtiyazlı gören zümre benim muhafazakar, mütedeyyin, saf, temiz kardeşlerime böcek kadar bile değer vermedi, vermez. Bu mütekebbir zümre Alevi'ye Sünni'ye Kürt'e, Türk'e, yoksula, işçiye, emekçiye zerre kadar hoşgörü göstermez, sempati duymaz. Çünkü bunlarda ırkçılık var. Halkın kendi hür iradesiyle verdiği oyu onun doğuştan gelen özelliklerine bağlayan, bunu da tahkir eden zihniyet ırkçı zihniyettir, faşisttir, hastalıklı zihniyettir. 1940'ların ırkçı siyasetinden henüz kendilerini arındırabilmiş, o virüsü henüz atabilmiş, bünyeyi temizleyebilmiş değiller. Bunlara göre halkın seçtiği iktidar diktatördür. Ama darbecilere bunu söylemezler, tek parti rejimlerine bunu söyleyemezler. Kaybettiği halde bedel ödemeyen, koltuğundan kalkamayan genel başkanlara bunu söyleyemezler. 27 Mayıs'a, 27 Mayıs'ın bu ülkenin başına dert ettiği antidemokratik kurumlara, örneğin yargı diktasına bir çift eleştiri getirdiklerini duyamazsınız. Duyarsınız, Silivri'de. Çünkü orası onlar için adeta kapalı bir mekandı. Sosyal medyadaki uluslarararası şirketlerin kar özgürlüğünü ve haklarını savunanların, bu uluslararası şirketlerin seçim öncesinde demokrasiye, milli iradeye nasıl saldırdıklarını ifade ettiklerini de duyamazsınız."

"Kibirli zihniyet bu topraklarda hükmünü artık tamamen yitirmiştir"

Başbakan Erdoğan, 30 Mart'ın bu ırkçı zihniyetin artık tamamen iflas ettiği bir tarih olduğunu vurgulayarak, "Milleti tahkir eden, millete tepeden bakan kibirli zihniyet bu topraklarda hükmünü artık tamamen yitirmiştir. 30 Mart ile darbe umutları artık tamamen silinmiş, 30 Mart'ta sadece AK Parti değil sandık ve demokrasi Türkiye'de egemenliğini kayıtsız şartsız ilan etmiştir" dedi.

Türkiye'de sandık dışı formül arayanların artık her zaman kaybetmeye mahkum olduğunun görüldüğünü kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:

"Silahlı güçlerden, terörden, gerilimden, sokak eylemlerinden, yargı ve bürokrasi müdahalesinden medet umanlar, avuçlarını yalamış, hayal kırıklığına uğramış, beklentileri artık suya düşmüştür.Bundan sonda Türkiye'de sadece siyasetin hükmü geçer, sadece sandık konuşur.

Türkiye'de istikameti artık manşetler değil, öz eleştiriden kaçınan zeytinyağı gibi her seferinde üste çıkan, büyük bir pişkinlikle hiçbir şey olmamış gibi davranan işveren örgütleri değil istikameti sadece millet belirler, siz belirlersiniz. Planı, projesi, vizyonu, ufku, muhayyilesi olan siyasi parti göreve gelir, olmayan da ya kaybeder ya da tasfiye edilir. CHP'nin, MHP'nin, BDP'nin 30 Mart'ta çıkan sonucu böyle doğru okumaları ve buna göre tavır belirlemeleri en büyük arzumuzdur."

"Yeni Türkiye artık yeni bir muhalefet anlayışını da doğuracaktır"

Başbakan Erdoğan Doğu ve Güneydoğu'da BDP, kıyılarda CHP ve MHP'nin ürettiği gerilim siyasetinin ve hangi odaklara hizmet ettiği artık net olarak görülen örgütlerle kirli işbirliği ve ittifakın da 30 Mart ile iflas ettiğini belirtti.

Türkiye'nin düşmanı ülkelerle, eli kanlı terör örgütleriyle vandalimzle, ırkçılıkla işbirliği yapan siyaset tarzının da bu süreçte iflas ettiğini söyleyen Erdoğan, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Bu yapıyla böyle bir anlayış ve zihniyetle bu muhalefetin bu ülke için yararlı olma, Türkiye'nin geleceğine katkı sunma imkanı yoktur. Muhalefetin artık değişmesi, bizzat kendileri için, kendi seçmenleri için en önemlisi de Türkiye için artık kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Ben CHP'ye, MHP'ye, BDP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum, gelin bir daha bu süreçleri çek edin, 'biz kimlerin peşinden gidiyoruz, bunların Türkiye için bir derdi var mı, bunların bu millet için bir derdi var mı, veya kazandığımız belediyelerde acaba bizler ne yaptık, ne yapabildik, ortaya ne eser koyabildik', bunları bir sorgulayın, birlikte sorgulayalım. Göreceksiniz ki koskoca bir hiç. Ne altyapıda ne üstyapıda, ne CHP'li ne MHP'li ne BDP'li belediyelerde bunları göremezsiniz. İnanın içme suyunu bile onlara biz getirdik, biz getiriyoruz, yine biz getireceğiz. Niye orada bizim için o partinin yönetimi söz konusu değil, millet söz konusu. Derdimiz bu. Ben inanıyorum ki yeni Türkiye artık yeni bir muhalefet anlayışını da doğuracaktır. Tek iştigal alanı siyaset olan, tek hedefi Türkiye'yi büyütmek olan, plan, projesi, vizyonu olan muhalefet inanıyorum ki bu yeni süreçte şekillenecektir."

Gerilimin, kutuplaşmanın, özellikle ahlak ve edep dışı saldırıların Türkiye'ye yarar değil, zarar getirdiğini herkesin gördüğünü ve yaşadığını dile getiren Erdoğan, kucaklayıcı, kuşatıcı, ayrıştırıcı değil birleştirici bir siyasetin Türkiye'nin yegane gündemi olması gerektiğini vurguladı.

"Burada tek tipçilik yok"

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin geleceğe kardeşlikle yürümesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Biz hiçbir zaman tek tip vatandaş, tek tip insan inşa etmek gibi bir gayenin içinde olmadık. Türkiye'nin farklılıklarını görebilen, bunu doğru okuyabilen, siyasetini bu farklılıkları kabul üzerine inşa eden bir hareketiz. Elbette ilkelerimiz, hedeflerimiz ideallerimiz var. Elbette sınırlarımız, kırmızı çizgilerimiz var. Elbette muhafazakar demokrat politikalarımız var. Ama biz kendi fikrimizi, kendi yaşam tarzımızı herkese dayatmanın değil ortak değerlerde buluşmanın, ortak bir zeminde buluşmanın derdi içinde bir kadroyuz. Bizim şuradaki yetkili kadrolarımızda ülkemizin her tür temsilini görürsünüz. Orada adeta bir çeşni var. Burada tek tipçilik yok. Millet mefkuremiz ortak noktamızdır. Devletimiz, bayrağımız, vatanımız ortak değerlerimizdir. 77 milyonun tamamıyla bu ortak değerlerde buluşuyoruz. Onun için dikkat ederseniz seçimlerde tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ve rabia dedik. Bunun dışındaki tüm farklılıklar bir zenginliktir ve biz farklılıklara saygı duyarak var olmaya devam edeceğiz."

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner145

banner114