Haberiumturk haber sitesi/13.03.2012
MHP Genel Başkanı Bahçeli grup toplantısında yaptığı konuşmada; Dün istiklal marşımızını kabulünün yıldönümünü kutladık. Bu tarihi bir kez daha hürmetle hatırladık. 12 Mart 1921 de TBMM'nin muhterem üyeleri tarafından kabul edilişini tekrar anıyoruz ve inançla sahipleniyoruz. Büyük miletimizin umutlarını, heyecan ve sitemlerini istiklal marşımız satırlarında barındırması bakımından edebi bir dehadır. Bu günde millet bekasına yönelik mesajların tamamını istiklal Marşı'mızın derin anlamında bulmak mümkündür. ezelden beri hür yaşamış bir milleti yaklaşık bir asır sonra, yeni bir bağımsızlık mücadelesine yönlendiren ağır şartlar, ülkemizi yönetenler tarafından cumhuriyetin karşısına yeniden çıkartılmıştır. İlkesiz AK Parti yönetiminin bu tarihi mesajı layıkıyla anlamasıdır beklentimiz. Hepimize düşen en büyük görev, İstiklal Marşı'nda anlamını bulan mücadalenin farkına varmak olmalıdır. Milli vicdanlar karşılarına çıkan her engeli yıkmaya kararlı oldukça, Türk milleti daim kalacak ve bir daha İstiklal Marşı yazmaya gerek kalmayacaktır.
"AK PARTİ KENE GİBİ"
Hükümet deyim yerindeyse milletimizin kene gibi kanını emmektedir. Dayanma gücünü eritmektedir. Çatışma ve kvga dinamikleri kök salmakta, tahammül ağır yara almaktadır. Demokrasinin kalesi, diyaloğun çağrısı bu kafa yapısı tarafından hedef alınarak yıpratılmaktadır. AK Parti'nin getirdiği her teklif taze bir kriz habercisi olmaktadır. AK Parti'nin kendi dışında dikkat kesildiği, önerilerini kaale aldığı hiçbir kimse ve kesim yoktur. Bu yüzden iktidar zihniyeti otoriter eğilimlerle tamayüz etmekte ve diktatörlük emareleri göstermektedir. Bin yıllık alın terinin armağanı olan inancı, farklılık hezeyanları ile kıskaca alan bu garabettir. Birlik ve baraberliği etnik tortularla yok etmek isteyen bu hastalıklı siyasettir. Millet kudretini zaafa düşürmek için suikastler düzenleyen bu kara siyasettir. Nifak siyasetinin paratoneri olarak kullanılan kavram ve kuramlar, kirli siyaseti ve ağır neticelerini saklamaya kafi gelmemiştir. AK Parti zihniyeti her şeyi kendine göre yorumlamış, ülkemizi korkuların yörüngesine sokmuştur. AK Parti'yi alkışlayanlar demokrasi yanlısı, karşısında duranlar ise millet iradesine taş koymaya çalışanlar olarak gösterilmiştir.
4+4+4 TARTIŞMALARI
4+4+4 yasası görüşülürken komisyonda yaşananlar bize bunları fazlasıyla göstermiştir. AK Parti'nnin üzerinde düşünmeden yasalaştırmaya çalıştığı eğitimdeki yeni düzenleme teklifi, çok sorunlu ve sancılı bir sürecinde kapısını aralamıştır. Bu alandaki ısrar ve inat saflaşmaya sebebiyet vermiştir. AK Parti'nin yasallaştırmak için uğraştığı eğitim sisteminden yalnızca kendisine oy verenlerin çocukları istifade etmeyecektir. Biliyoruz ki eğitim insan ve eğitimi hayatında yeri doldurulamaz bir ayrıcalığa sahiptir. Eğer eğitim alanındaki bir düzenlemenin yangından mal kaçırırcasına yasalaştırılmaya çalışılırsa bunun adı despotluk olacaktır. AK Parti bu uygulamalarıyla alman nazi yönetimlerine bile taş çıkartmıştır. Milli Eğitim Komisyonu'nda AK Parti'nin kabadayılığı yozlaşmanın işaretidir. AK Parti'nin demokratik vicdanı yaraladığı netleşmiştir. Pazara kadar bitirin talimatı alan milletvekillerin günlerce 4 maddesi görüşülmüş yasanın, 20 maddesinin 20 dakikada oylanması demokrasiyle baağdaşmaz. Zorlamalarla emrivakilerle TBMM Genel Kurulu'na getirilen yasa teklifinin geri çekilmesi ve gerginliğin sonlanması gerekmektedir. Teklifte imzası bulunan milletvekilleri, önerilerinden gecikmeden vazgeçmeliler. Türkiye'nin yarınları, bu şekilde mi hazırlancak? Bu saldırgan yöntemle mi temellendirelecektir? Geleceğin resmi çekişerek nasıl oluşacak?
AK Parti demokratik değerleri sulandırmakta, söz ve fikir ileri sürme özgürlüğünü boğazlamaktadır. Böylesi bir mantıkla hazırlanan eğitim sisteminin kimseye bir yararı olmayacaktır. Edebin, hürmetin, insaniyetin bu kadar ayaklar altına alındığı başka bir döneme de rastlanmamıştır. Bir kanun teklifinin görüşülmesi sırasında kürsü işgalleri ve kavgaların yaşanması, vekilller için utanç vericidir. Bu ortama çanak tutan, tahrik eden AK Parti, bunun için olağanüstü gayret sergilemiştir. Gayet açıktır ki Türkiye AK Parti sorununu yaşamaktadır. 4+4+4 eğitim sistemi antidemokratik ve meşruiyetten uzak kalmıştır. Herkes hazmetmek zorunda sözleri, zaten AK Parti'nin nasıl bir zihniyetle yol aldığını sergilemiştir.
ANADİLDE EĞİTİM
Anadil'de eğitim ede yeşil ışık yakılacak. AK Parti'nin varmak istediği mecra şimdiden belli olmuştur. Yeni eğitim modeli PKK açılımının bir kolu olarak kendisini göstermiştir. Bize göre millilik vasfı iyice aşınan eğitim hayatının, yıkım projesine bağlanması, büyük bir terbiyesizlik örneği olarak anılacaktır. AK Parti'nin amacı milli ve manevi kültüre hakim gençlik yetiştirmek değil, AK Parti için asıl hedef, körpe dimağları, diri heyecanları parçalamanın ara bir istasyonu haline getirmektir. Bu na da şüphesiz AK Parti'nin hakkı yoktur gücü de yetmeyecektir. AK Parti'nin planladığı eğitim sistemi büyük bir krizi tetikleyecektir. Öncelikle müfredat üstünde pedagojik konular üzeride durmak gerekirken, bunlar görmezden gelinmiştir. Her bakan değişikliğiyle sözde reformlar başlatan hükümet her şeyi oyuncağa çevirmiştir. Başbakan Erdoğan'ın marazi politikaları milletimizi meşgul etmekte, sonucu olmayan konularda enejimizi israf etmektedir. Adı üstünde milli olması gereken eğitim sistemi, milletimizin ihtiyaçlarını temel alacak, kültür kaynaklarından beslenmelidir. Bizim eğitim sistemimizin niteliği her şeyden önce milli olmalıdır. eğitimden ekonomiye, siyasetten sanata dek milli gerçeklerden ve milil taleplerden ayrılmamalıdır. Okullar sadece bilgi ve irfan yüklenen yerler değildir. Sosyalleşme mekanları olarak da vazgeçilmez önemdedirler. Ezbercilikle, kavramsal düşünemeyen bir yapıyla mücadele edilmesi gerekirken, konunun tamamen biçime indirgenmesi dünün sorunlarına yenilerini ilave edecektir.
Parti olarak 28 Şubat 2012 tarihli meclis toplantısında tekliflerimiz kayıt altındadır. 2011 yılında hazırladığımız seçim beyannemesinde ilköğretim sisteminde iki kademeli bir modeli benimseyeceğimiz, okul öncesi eğitim seviyesini artıracağımız ifade edilmiştir. Uzun vadede 12 yıllık zorunlu eğitimi tesis edilmesi için gerekli altyapı çalışmasının yapılması partimizce kabul edilmiştir. Bunun dışında AK Parti'nin altyapısız önerilerine kapalı olacağımızı bu vesileyle ifade etmeyi yararlı görüyorum.
"ERDOĞAN'IN SIHHATLİ OLMASINI DİLERİZ"
İçimizdeki mihraklardan ve küresel merkezlerden gelen haberler ısrarla servis edilmektedir. Kimi zaman iktidarı ve muhaleefeti hedef alan haberler bir hayli etkinlik kazanmıştır. Bunlardan en bilineni ise Wikileaks belgeleri olmuştur. Güvenlik duvarlarımızın aşındırılmasından kastettiğimiz budur. Medyada fitne haberleriyle yer tutmuş bir gazetenin de bir başka önem derecesi yüksek konuyu gündeme getirmiştir. Başbakan Erdoğan'ın sağlığı üzerinden yapılan haberlerin, 2 yıllık ömrü kaldı haberleri bizim nezdimizde kyımetsiz haberlerdir. Belirsizliği körüklemek, insan ömrü biçmek ahlaksızlık ve utanmazlıktır. Başbakan Erdoğan, bizim siyasi rakibimizdir. Biz kendisinin sıhhatli olmasını dileriz. Bu iftiracı yayıncılığın, şımarıklıktan ve küstahlıktan beslendiği bir gerçektir. Daha düne kadar başbakanla kol kola olduklarını da bilmek lazımdır. Bunlarla AK Parti'nin yediği içtiği ayrı gitmemiş, fikir ve eylem birliği içinde olmuşlardır. Şu kadere bakın ki, eski dostlar bir anda düşman kesilmişlerdir. Tıpkı Beşar Esad gibi, Erdoğan, malum medya organın da sırt çevirmiştir.
ARAP BAHARI
Komşu coğrafyalarda arap baharı ismiyle süren olaylar Suriye'de devam etmektedir. Kritik bir evreye ulaşılmıştır. AK Parti'nin Esad yönetimini hedef alan söz ve beyanları sürmektedtir. Babasından sorulmayan hesabın kendisinden sorulacağı açıklamaları devam etmektedir. Başbakan Erdoğan, Esad'la aralarında su sızmazken bu katliamlar aklınan gelmemiştir. Bu açıkça iki yüzlülüktür.Merkezini ve dengesini yitirmiş bir siyasettir. Başbakan Erdoğan, modern işgal anlamına gelen insanı koridor açılmasını tekrarlarken, Suriye'dek yönetimin karşıtı kapmta yer aldığını ispatlamıştır.
Ajanslar