Haberiumturk haber sitesi/06.03.2012
Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısındaki konuşmasına, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayarak, başladı.
Bugüne kadar, farklı zamanlarda gerek çocuk yetiştirme yurtlarında, gerekse de bakımevlerinde bir çok skandal olayın patlak verdiğini savunan Bahçeli, işiten herkesin kanını donduran, ciğerini parçalayan bu rezaletin, sözde ileri demokrasi altında gerçekleşmesinin meselenin bir başka kasvetli yönünü oluşturduğunu söyledi.
Bahçeli, yaşanan insanlık trajedilerinde adı geçenlerin, AK Parti'nin yetkilendirdiği ve tayin ettiği kişiler olduğunu savunarak, ''Pozantı M Tipi Çocuk ve Gençlik Cezaevinde meydana gelen ahlaksızlıklar ve utanç verici olaylar tablosu, bir bakıma iktidarın gevşek ve cesaretlendirici uygulamalarından feyiz almıştır. Ne var ki sözü edilen cezaevinde bulunan bir grup çocuğun; tacize, tecavüze ve şiddete maruz kalması hiçbir vicdanın kabul edemeyeceği, göz ardı edemeyeceği ahlak faciası olarak AKP yönetiminin alnına kazınmıştır'' dedi.
''Pozantı'daki pisliğin, işlenen insanlık dramının; müfettiş soruşturmasıyla ve 200 çocuğun Ankara Sincan Çocuk Kapalı Cezaevi'ne nakledilmesiyle temizlenmesi ihtimal dahilinde değildir'' diyen Bahçeli, hükümete, cinsel nitelikli suç ve saldırıların, Sincan Cezaevi'nde vuku bulması durumunda ise ne yapacağını sordu.
Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Suç örgütlerine aman vermedik, çetelerin hakkından geldik, göz açtırmadık'' türünden beyhude sözlerine son vererek, yönetimi altında bulunan insanlık müsvettelerine vakit geç olmadan başını çevirerek, hadlerini bildirmesi gerektiğini ifade ederek, parti olarak konunun takipçisi olacaklarını bildirdi.
'HUSUMET DALGASI BİR DÖNEMİMİZİ HEBA ETTİ'
Adıyaman'daki bazı evlerin işaretlenmesine de değinen Bahçeli, evlerine işaret konulanların çoğunluğunu Alevilerin oluşturmasının kendilerini son derece endişelendirdiğini söyledi.
Bahçeli, Türkiye'nin yakın geçmişinde, maalesef bu kapsamda çok acı deneyimler yaşandığını anımsatarak, şöyle konuştu:
''Kime ve neye hizmet ettiği az çok belli olan; Alevi-Sünni, ilerici-gerici, laik-anti laik kutuplaşmaları ve ideolojik düşmanlıklar, hem ülke hem de millet olarak telafisinde zorluk çektiğimiz ağır sonuçlara kapı aralamıştır. Ne yazık ki sonu olmayan husumet dalgası bir dönemimizi heba etmiştir. Kışkırtmalar, tertipler, ajitasyonlar ve bir kaşık suda koparılan fırtınalar, hepimizi olumsuz etkilemiştir. Bizim anlayışımızda, Türk milletinin hiçbir ferdinin, bir diğerinden üstünlüğü ve fazlalığı yoktur.
Kökeni, kimliği, meşrebi, mezhebi ne olursa olsun; ay yıldızlı al bayrağımızın etrafında toplanan, milletimize ait olmaktan dolayı iftihar eden, vatanımıza evi gibi bakan, tarihimize toz kondurmayan herkes bizim için yeri dolmayacak bir değerdir. İster Alevi olsun, ister Sünni; ister Doğulu olsun, isterse de Batılı, biz herkesi bir gördük, eşitlik prensibi içinde beraber kabul ettik. Herkes eşittir Türkiye derken maksadımız buydu.
Bu itibarla mezhep çekişmesinin fitilini ateşlemeye, bizi kümelere dağıtmaya; zihnen, fikren ve kalben ayırmaya ve bölmeye çalışanlara şüphesiz tahammülümüz yoktur ve hiçbir şart altında da olmayacaktır.''
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in konuyla ilgili açıklamalarının, kendilerini tatmin etmediğini vurgulayan Bahçeli, ''AKP'li bu bakana göre, evlere konulan işaretler, ancak çocukların yapabileceği yüksekliktedir ve üç Alevi olmayan vatandaşımızın evi de işaretlenmiştir. Ancak bu sığ ve basit izahat ve tevil gayreti bizim açımızdan doyurucu ve teskin edici değildir. İşaretlemeler çocukça bir iş olsa bile, yine de konunun üzerine gidilmeli, varsa arkasındaki azmettirici unsurlar, kavga bekleyen mihraklar ortaya çıkarılmalı ve katiyen hafife alınmamalıdır.'' diye konuştu.
Bahçeli, eline tutuşturulan suç aletleriyle sokakları, caddeleri savaş alanına çeviren, polisi taşlayan çocukların arkalarında kimlerin durduğunu herkesin bildiğine dikkati çekti.
''Temenni ederiz ki Adıyaman'daki ev işaretlemeleri bir çocuk işi olsun ve yalnızca oyundan ibaret kalsın'' diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
''Ev işaretlemeleriyle ilgili sürecin seyri ve ilerleyişi ne olursa olsun; Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimiz şunu bilsinler ki can bildiklerimizi, canımız olarak gördüklerimizi; biz kendimizden ayrı tutmayız, kendimizden farklı değerlendirmeyiz.
Hiçbir zaman endişeye, korkuya kapılmalarını istemeyiz, çünkü biz Alevi kardeşlerimizin hakkını her şart altında savunuruz, sahipleniriz ve Alevileri bağrımıza basarız.
Gelin canlar bir olalım, iri olalım, iyi kalalım ve ilelebet birlikte diri duralım.
Etnik ve mezhep huzursuzluğundan ganimet uman küstahlara, birbirimize düşmemizi gözleyen hıyanet simalarına el ele, gönül gönüle vererek Türk milletinin kudretini birlikte gösterelim.''
Öte yandan, grup toplantısı öncesinde salonda bulunan kadınlara, 8 Mart Dünya Kadınlar günü dolayısıyla kırmızı gül dağıtıldı.
Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısındaki konuşmasına, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayarak, başladı.
Bugüne kadar, farklı zamanlarda gerek çocuk yetiştirme yurtlarında, gerekse de bakımevlerinde bir çok skandal olayın patlak verdiğini savunan Bahçeli, işiten herkesin kanını donduran, ciğerini parçalayan bu rezaletin, sözde ileri demokrasi altında gerçekleşmesinin meselenin bir başka kasvetli yönünü oluşturduğunu söyledi.
Bahçeli, yaşanan insanlık trajedilerinde adı geçenlerin, AK Parti'nin yetkilendirdiği ve tayin ettiği kişiler olduğunu savunarak, ''Pozantı M Tipi Çocuk ve Gençlik Cezaevinde meydana gelen ahlaksızlıklar ve utanç verici olaylar tablosu, bir bakıma iktidarın gevşek ve cesaretlendirici uygulamalarından feyiz almıştır. Ne var ki sözü edilen cezaevinde bulunan bir grup çocuğun; tacize, tecavüze ve şiddete maruz kalması hiçbir vicdanın kabul edemeyeceği, göz ardı edemeyeceği ahlak faciası olarak AKP yönetiminin alnına kazınmıştır'' dedi.
''Pozantı'daki pisliğin, işlenen insanlık dramının; müfettiş soruşturmasıyla ve 200 çocuğun Ankara Sincan Çocuk Kapalı Cezaevi'ne nakledilmesiyle temizlenmesi ihtimal dahilinde değildir'' diyen Bahçeli, hükümete, cinsel nitelikli suç ve saldırıların, Sincan Cezaevi'nde vuku bulması durumunda ise ne yapacağını sordu.
Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Suç örgütlerine aman vermedik, çetelerin hakkından geldik, göz açtırmadık'' türünden beyhude sözlerine son vererek, yönetimi altında bulunan insanlık müsvettelerine vakit geç olmadan başını çevirerek, hadlerini bildirmesi gerektiğini ifade ederek, parti olarak konunun takipçisi olacaklarını bildirdi.
'HUSUMET DALGASI BİR DÖNEMİMİZİ HEBA ETTİ'
Adıyaman'daki bazı evlerin işaretlenmesine de değinen Bahçeli, evlerine işaret konulanların çoğunluğunu Alevilerin oluşturmasının kendilerini son derece endişelendirdiğini söyledi.
Bahçeli, Türkiye'nin yakın geçmişinde, maalesef bu kapsamda çok acı deneyimler yaşandığını anımsatarak, şöyle konuştu:
''Kime ve neye hizmet ettiği az çok belli olan; Alevi-Sünni, ilerici-gerici, laik-anti laik kutuplaşmaları ve ideolojik düşmanlıklar, hem ülke hem de millet olarak telafisinde zorluk çektiğimiz ağır sonuçlara kapı aralamıştır. Ne yazık ki sonu olmayan husumet dalgası bir dönemimizi heba etmiştir. Kışkırtmalar, tertipler, ajitasyonlar ve bir kaşık suda koparılan fırtınalar, hepimizi olumsuz etkilemiştir. Bizim anlayışımızda, Türk milletinin hiçbir ferdinin, bir diğerinden üstünlüğü ve fazlalığı yoktur.
Kökeni, kimliği, meşrebi, mezhebi ne olursa olsun; ay yıldızlı al bayrağımızın etrafında toplanan, milletimize ait olmaktan dolayı iftihar eden, vatanımıza evi gibi bakan, tarihimize toz kondurmayan herkes bizim için yeri dolmayacak bir değerdir. İster Alevi olsun, ister Sünni; ister Doğulu olsun, isterse de Batılı, biz herkesi bir gördük, eşitlik prensibi içinde beraber kabul ettik. Herkes eşittir Türkiye derken maksadımız buydu.
Bu itibarla mezhep çekişmesinin fitilini ateşlemeye, bizi kümelere dağıtmaya; zihnen, fikren ve kalben ayırmaya ve bölmeye çalışanlara şüphesiz tahammülümüz yoktur ve hiçbir şart altında da olmayacaktır.''
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in konuyla ilgili açıklamalarının, kendilerini tatmin etmediğini vurgulayan Bahçeli, ''AKP'li bu bakana göre, evlere konulan işaretler, ancak çocukların yapabileceği yüksekliktedir ve üç Alevi olmayan vatandaşımızın evi de işaretlenmiştir. Ancak bu sığ ve basit izahat ve tevil gayreti bizim açımızdan doyurucu ve teskin edici değildir. İşaretlemeler çocukça bir iş olsa bile, yine de konunun üzerine gidilmeli, varsa arkasındaki azmettirici unsurlar, kavga bekleyen mihraklar ortaya çıkarılmalı ve katiyen hafife alınmamalıdır.'' diye konuştu.
Bahçeli, eline tutuşturulan suç aletleriyle sokakları, caddeleri savaş alanına çeviren, polisi taşlayan çocukların arkalarında kimlerin durduğunu herkesin bildiğine dikkati çekti.
''Temenni ederiz ki Adıyaman'daki ev işaretlemeleri bir çocuk işi olsun ve yalnızca oyundan ibaret kalsın'' diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
''Ev işaretlemeleriyle ilgili sürecin seyri ve ilerleyişi ne olursa olsun; Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimiz şunu bilsinler ki can bildiklerimizi, canımız olarak gördüklerimizi; biz kendimizden ayrı tutmayız, kendimizden farklı değerlendirmeyiz.
Hiçbir zaman endişeye, korkuya kapılmalarını istemeyiz, çünkü biz Alevi kardeşlerimizin hakkını her şart altında savunuruz, sahipleniriz ve Alevileri bağrımıza basarız.
Gelin canlar bir olalım, iri olalım, iyi kalalım ve ilelebet birlikte diri duralım.
Etnik ve mezhep huzursuzluğundan ganimet uman küstahlara, birbirimize düşmemizi gözleyen hıyanet simalarına el ele, gönül gönüle vererek Türk milletinin kudretini birlikte gösterelim.''
Öte yandan, grup toplantısı öncesinde salonda bulunan kadınlara, 8 Mart Dünya Kadınlar günü dolayısıyla kırmızı gül dağıtıldı.
Ajanslar