Ülkemizin en büyük sorunu olan trafik kazaları, canımıza, malımıza ve zamanımıza kast ederek hızla devam etmektedir. Ülke olarak hep beraber sorunlarımızı dile getiriyoruz. Peki nedir bu sorunlar, başlıyoruz yazmaya ve diyoruz ki! Eğitim şart;
Yalan da değil hani evet eğitim şart, iyide eğitim dediğiniz zaman bunun çözümü nerede? Bu eğitim nerede, ne zaman, nasıl, ne şekilde verilecek, buyurun çözüme dediğimiz zaman “efendim ben söyledim bu devletin işi” diyenler her zamanki gibi büyük bir çoğunluk,
Bizler aslında sorun odaklı bir millet gibi gözüksek de, çoğu zaman çözüm odaklı bir milletiz de ancak çözüme, çözüm getirecek olanlar da bir az sıkıntı var.
Bir anımı anlatmadan geçemeyeceğim. Zamanın bi derhinde çevre yolu üzerinde çalışmaktaydım, ay ramazan ayı ve Allah’ın hikmeti diyeceğim ramazan ayında havalar genelde yağmurlu geçmekte idi.
Efendim yağmur yağdığında çevre yolu üzerinde bila yol kesim numarasına gelindiğinde kaza meydana geliyordu. Bizde gidip oradaki kazaya bakarak rapor tanzim ediyorduk. İlk kaza olduğunda sürücü direksiyon hakimiyetini kaybetmiş, eh birazda hızlı gitmiş, sonuç ortada sürücü hava ve yol durumuna göre aracını kullanmamış ve kaza olmuş diye düşündüm. Ancak ertesi gün yine aynı yerde ve yağmur yağarken bir kaza daha oldu? Aynı yerde yağmurlu bir havada bir kaza daha meydana geliyorsa ve bu kazalar yıl bazında 3 adet ise sürücü, gün aşırı meydana geliyorsa çevre odaklı olabilir.
Kaza yeri ile ilgili bir araştırma yaptım geçmişte havaların yağmurlu olduğu zamanlarda kazaların devamlı olduğunu tespit ettim. Kaza mahallinin yaklaşık 600 metre gerisine giderek yolun eğimi ve asfalt üzerinde inceleme yaptım sonuç kocaman bir sıfır çıktı, yol da kusur gözükmüyordu ve kazanın temel nedeni yine sürücünün hava ve yol durumuna uymamasıydı. Kaza yapan her iki sürücü ile iletişim kurduğumda şu soruyu yöneltmiştim. “Kaza olmadan yaklaşık 600 metre geride araç ile ne sorun yaşadınız” soruma cevap olarak “önümdeki aracın fren lambası yanınca frene bastım araç yerden kesilir gibi oldu direksiyonu tuttum ancak orta refüj deki bariyere vurdum.” Aldığım cevap karşısında bu işten pek tatmin olmadım. Ancak yapacak bir şey yoktu, elimdeki veri yağmur yağması ile kazanın olması ve benim aynı yerde 2 kazaya gün aşırı bakmamdı.
Çözüm ne? Yağmur duasına çıkarak kaza olmadan aynı yerde kazanın oluşum şeklini tespit etmekti. “İşin şakası tabii ki”. Bir sonraki nöbette baktım hava kapalı, yağmur yağdım yağacağım diyor, hemen kaza olan bölgeye geçtim. Kaza yerinin yaklaşık 1000 metre gerisinde araçtan inerek yürümek suretiyle yolu incelemeye aldım. Bu arada yağmur iyice sağanağa dönünce, kazanın temel nedenini düşünürken gözümün önünde kazayı gördüm. İşte temel sebep dedim lakin kazayı önlemeye yetişemedim. Kendi kendime ben bunu önceden görmem lazımdı, nasıl tespit edemedim dedim. Kaza sonrası güvenlik önlemini alırken o arada yağmur dindi aracı aşağıya yönlendirdim ki kaza olmasının temel sebebi ortadan kaybolmuştu.. Eee şimdi vardı nereye gitti bu temel sebep diyeceksiniz. Orta refüje girdi.
Buradaki kazaların Temel sebebi ne idi!
Ankara’mızda kış ayları sert geçmekte ve kar yağışı olmaktadır. Yol yapım ve bakımından sorumlu kuruluşlarımız yolu trafiğe açık tutmak için tuz ve ince toprak karışımı malzeme dökmekteler. Yoldan geçen araçlar tarafından bu malzemeler yolun hem sağına hem soluna saçılarak 1,5 ile 2,5 cm arasında bir yükselti oluşturuyor. Bu yükseltiler zamanla yeşeriyor ve bitki kümeleri oluşturuyor. Yol bakımında biz bu bitkileri kesiyoruz ya! Kökleri duruyor. Birde bunların kesilmesi zamanında yapılmayınca bizim önemsemediğimiz bu bitki ve kum yükseltileri yağmur yağdığında küçük bir akarsu çayı oluşmasına sebep oluyor. Burada asfalt döküm başlangıcı da var ise bizim küçük çayımız yolun içine yaklaşık 75 cm girip tekrar orta refüje akıyor. Orta refüje akarsa ne olur. Bu 75 cm lik yere sürücünün 120 km ve yukarısı hızla sol tekerinin girmesi halinde aracın tekerlekleri yerden kesilmiş gibi oluyor ve sağ teker çekişe devam ediyor, sudan kurtulan sol teker ilk sert zeminde çekiş kuvvetine giriyor ve sonuçta sürücü direksiyon hakimiyetini kaybediyor ve kaza meydana geliyor. Peki sürücünün şansı var mı? Takdiri ilahi derim.
Bizde sorun odaklı olduk, ama çözümü de sunduk sanki!
Yoldan sorumlu kuruluş kışın yaptıkları tuz ve ince toprak karışımı malzemeyi yaz ayını beklemeden hava durumuna göre gerekirse ertesi gün temizleme odaklı olmalıdır. Orta refüj ve sağ banketteki toz ve toprakları kürek ile içeri çekerek alınması gerekmektedir. Su yolu asfalt üzerinde oluşmadan önünü açarak asfalt üzerindeki akışını orta refüj içine direk atarak bu kazaları önleyebiliriz.
Gelelim Eğitim şart sözüne;
Evet hepimize eğitim şart ama trafikte herkes sürücülere eğitim vermeye odaklanmış. Sürücüler yeterli ya da yetersiz sürücü belgesi alım sürecinde bir eğitimden geçiyorlar. Peki yol bakım ve onarımından sorumlu olan kuruluş elemanlarına yol bakımının nasıl yapılacağı konusunda eğitim veriyor mu? Yol bakım ve onarımında çalışan elemanların öncelikle sürücü, yol ve kendi güvenlikleri ile ilgili eğitimi ile işe başlamalıyız. Daha sonra yol bakımı ve onarımı nasıl yapılır, (Asfalt yamalarını hepimiz biliyoruz) bunun eğitiminin verilmesi kanaatindeyim.
Kazasız günler dileğiyle…
Murat Rasim SERES
Aklına ve bilgine sağlık sevgili ağabeyim. Yıllardır bıkmadan usanmadan trafik güvenliği ve insanların can sağlığına odaklı çözüm önerileri sunuyor üretiyorsun. Hele bir kaza eksperliği projen var ki bulunmaz nimet. Bu memleketin anlayamadığı değerlerden birisin. Rabbim güç kuvvet ve zihin açıklığı versin. Başarılarının devamını dilerim.