TRAFİKTE SORUN ODAKLIMI? ÇÖZÜM ODAKLIMI? OLMALIYIZ
EĞİTİM - 3
Bu yazımızda yolun projesini hazırlayan kurum, kuruluş veya mühendislik çalışması ile ilgili konuları ele alacağım. İçinizden “Yolun nasıl yapılması gerektiğini söyleyip, bir de eğitim mi vereceğiz mühendise? ”diyeceksiniz. “Yok artık!” diyenler de olacak ama kocaman bir “Evet!” diye cevap vereceğim sizlere.
Herkes konuşuyor ama bilgisinin gereğini yapmıyor ya da benim gibi sahada yaşadığını anlatmıyor. Ben mühendis değilim ama işinin aşığı iyi bir gözlemci ve yorumcuyum. Bu sebeple okuduğumuz kadar değil yaşadığımız kadarını naçizane olarak anlatacağım.
Türkiye'nin yer aldığı bölge genç oluşumlu bir kara parçası olduğu için arazisi yüksek ve engebelidir. Toprak kaymaları, deprem, sıkça yaşanan doğal felaketler Türkiye için bir yaşam biçimi olmuştur. Türkiye’mizde dere, tepe, ova bolca var. Bunların hepsi yumuşak topraklar. Yağmur, kar yağar toprak suyu çeker, yol çöker.
Bu iş nasıl oldu diye konuşur dururuz… Yol niye çöker? Herkesin söylediği klasik söylemler; “Zemine inerken derinliğini eksik kazmışlar.”, yok “Silindir gezerken az gezmiş.”, yok “Normal toprak dökmüşler, suyunu da fazla dökmemişler.” gibi bir sürü bahane.
Şu noktaya da değinmeden geçemeyeceğim. Yolu yapan mühendisin o bölgenin kültürünü ve doğa şartlarını çok iyi bilmesi ve ona göre yapacağı proje. Amerika’da böyle, İtalya’da şöyle yerine Türkiye’mizin şartlarına uygun yol yapılmalıdır. Katılan mühendis arkadaşlar olur mu? Bilmem ama bence aşağıda yazdığım işler tam yapılırsa yol çökmeleri ve buna bağlı kazalar azalır.
Gözlemlediğim kadarı ile her 100 ila 500 metrede bir dere, tepe, ova demeden, yabani hayvan, kedi, köpek, koyun ve yağmur sularının geçebileceği menfezler yapılmalıdır. Bu menfezler özellikle şehirlerarası yollarda yüksekliği 1,70 cm uzunluğunda, 300 cm genişliğinde olmalıdır. Yapılan menfezler doğada yaşayan canlıların ve suyun geçişini sağlayabilecek büyüklükte olmalı, altından araç, büyükbaş ve küçükbaş canlılar geçebilmelidir.
Bizim kültürümüz bize, onların kültürü onlara. “Bizim koyunlarımız karşıdan karşıya geçerken birden yola atlar.” diyenlere “Menfez vardı da biz mi geçirmedik?” diyor çoban kardeşim. Evet yollarda menfez var! Var da! hangi aracın, canlının veya çobanın sürüsünü geçirebileceği büyüklükte.
Öncelikle; yol veya sinyalizasyon vb. çalışmaları yapan mühendisin, mühendislik bilgisine hiçbir zaman itiraz etmem, edemem. Ancak hayatın gerçekleri var. Yol yapımında görevli bir mühendise, burada neden bariyer yok, burada menfez olması gerekiyor, buranın görüş açısı çok az veya tepe üstü çok tehlikeli, yahu tepe üssünde kavşak olur mu, bu yolun deveri neden yok? dediğimizde aldığımız cevap; “Proje öyle dışına çıkamam!”
Öncelikle bir kalıbın dışına çıkmamız gerekiyor. Tek taraflı kazaların büyük bölümü deverin yeterince verilmemesinden kaynaklanıyor. Örnek, ülkemize has değil, tüm dünyada polisin suçluyu kovalaması, itfaiyenin yangına gitmesi, ambulansın hasta yetiştirmesi ve cenazeye yetişmesi... bir de yeni arabamı deniyordum? Ne var bunda diyenler? Şu var! Yolun projesi 70 km ile yapılmış abartma? tamam 90 diyelim, hadi 110 olsun, önemli olan yolun deveri, tabii o da varsa, ya yoksa, yapılmamışsa, ters dever yapılmışa ne olur! Kaza kaçınılmaz olur.
Bu yollardan birini yapan arkadaşıma şu soruyu sorduğumda “Yavaş gitsinler, yolun mühendisliği bu.” demişti. Sanırım siz de aynı şeyi söyleyeceksiniz... Çözüm odaklı olalım, önleyebilecek bir şeyler yapmaya çalışalım ve bir can bir candır diyelim. İhmal ya da hatalı yol sebebiyle oluşan kazaları önlemeye çalışalım, kalıbın dışına çıkalım…
Gerek yeni yol yapımında, gerekse yol bakımında mühendislere eğitim şart diyorum.Bu eğitim sahada alınacak yaşanmışlıklara ve tecrübeye bağlı bir eğitim olmalı. Mühendis bu eğitimi nereden mi alacak? En yakın trafik bölge müdürlüklerinde sahada görev yapan trafik polisinden… Mühendis o bölgenin araç kullanma kültür seviyesini, kaza oluşum şekillerini ve doğa şartlarının kazaya etkenliğini araştırmalı... Arazinin toprak yapısını iyi bilen, yine o mahalde çalışan, meslek odalarına bağlı jeoloji mühendislerinden bilgi almalı ve şartlara uygun yol projeleri üretmelidir.
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim! Karayollarındaki yolları 70 ya da 90 km/hıza göre ve her virajda doğru yol deveri yaparak, menfezleri biraz büyük ve sık aralıklarla ve yolun su akıntı istikametini doğa kurallarına göre ayarlayarak; yoldan çıkma, aracın hızını kavşaklara girerken azaltmamaktan ve aracın hızını hava ve yol durumuna uydurmamaktan meydana gelen kazalar ile vahşi ve evcil hayvan sürülerine çarpma kazalarını düşürebiliriz. Yorum sizden! Ülkemizin coğrafi şartlarına göre bizim yol mühendisliğine ihtiyacımız var. Biz bu işi masa başında oturarak değil, istişare ile ülkemizin kültür ve doğa şartlarını iyi öğrenmekle çözeriz derim. Siz ne dersiniz?
Sizler bu yazının altına yorumlarınızı yazın, gerekirse kavşak, sinyalizasyon resimleri çizin, levha geliştirin; biz de iletelim. Çözüm projesine siz de ortak olun, sizleri de aramızda görelim. Bizler de çalışmalara başlayalım, hayırlı haberler verelim inşallah!
Bir öneri ile bir can kurtarın. Belki o can …
Sağlıklı, kazasız günler dileğiyle…
Murat Rasim SERES
Bizim arazi kırşehir yolu karşısında.Yani köy ile arazi arasında bölünmüş yol kırşehir yolu.Sizin buyurduğunuz gibi kavşağa ve yolun altına menfez koymamışlar.Hayvanlar meraya gidemiyor.Şimdi yolu kesip yapacaklar.Bizim işimiz planlı projeli değil yap.yık yeniden yap para al.